24 Aralık 2013 Salı

Eşsiz Masal



Kifayetsizle başladığım hayata bir anlam katmaya çalışma çabalarım devam etmekte. Yol aldığım kilometreler kimilerine göre özgürlük kimilerine göre huzur arayışımın bir parçası. Öyle büyük şahsi ve çevresel bir güce ve kitleye sahibim ki herhangi bir insana hayatımı verseler yoğunluğundan küt diye düşer bayılır.


Bazen o tatlı dilli güler yüzlü kız bir anda engereğe dönüşebilir. Bu dönüşüm o kadar ani olur ki karşıdaki kitle de nereden geldiklerini şaşırabilir. Laf olsun da kendimi öveyim veya yereğim diye değil bu cümleler bende herkes gibiyim.


Kulağımda çınlayan dış sesleri dinlerim çünkü herşeyin Allah'ın bir işareti olarak görürüm. Bir ses duydum geçenlerde o kadar güçlü geldi ki kulağıma beni kilometrelerce uzağa sürükleyebildi. Kimdi, neydi, nasıldı hiçbir fikrim yoktu. Tek varolan ben ve sesti. Öyle ki baksam belki de hayatın aşkı olacaktı ama dönmedim ve bakmadım. Sadece sesten gelen mesajı uyguladım.


Ne diyordu ve mesaj neydi bana kalsın ama o ses beni buldu desem? Kilometrelerce öteden, binlerce anının, insanın arasından yine kendini belli etti ve peşimi bırakmadı desem ne dersin arkadaş? Verilen mesaj o kadar etkiledi ki beni nerden geldiğimi, ne yaptığımı şaşırdım değerinden. Değer verilesi ve şans verilesi gereken biridir belki. Hala ulaşmaya çalışıyor, bazen yakaladığını zannediyor ama benim onun her anını didik didik sentezlediğimi bilmiyor.


Belki de bunların hepsi eşsiz bir masaldır ve ben bu masalda yaşamak isterim. Rollerin kendince ònemi farklı ve büyüklü küçüklü olabilir ama ben şu anda sadece etrafa bakan bir ağacım sahnenin tam ortasında. Dallarıyala, yapraklarıyla sahneyi üç yüz altmış derece izleyenim. Biri gölgemde serinlemek için gövdeme yaslandı. Ya sıkılıp gidecek ya acıkıp meyve yiyecek ya dalımdaki yılan boynuna dolanacak ya da işte tam burda masal başlar ama nasıl?