tag:blogger.com,1999:blog-47313908341142675362024-03-05T22:47:03.229-08:00Kifayetsizhakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.comBlogger26125tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-83778329955883731962023-03-31T14:30:00.003-07:002023-03-31T14:48:23.974-07:00Ben buradayım, ya sen?<p> </p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Ne kadar çok sene geçmiş.. </span></p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Tam 7 koca sene boyunca bir kez tuşa basıp kendimi anlatamamışım. Ben de herkes ve her şey gibi çok değiştim. Travmalar yaşadım, savaşlar verdim kendimce, beni hayatta tutmaya çalıştım. Terapiler aldım, çünkü kendi sorularıma tek başıma ya da yakın çevremle yanıt veremiyordum. </span></p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Yanıtlar buldukça kendimi keşfetme yolunda devam ettim. Şu anda 40 yaşındayım. Kimine göre genç ve yolun başında kimine göre olgun ve çok yol almışım. </span></p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Ne keşfettim kendimde dersen ben bu hayata faydalı olmak için gelmişim. İnsanları birbirine bağlamak, bağladığım insanların başkalarına bağlanmalarını ve büyük bir toplulukla hareket etmelerini sağlıyorum. Benim boyum, benim enerjim, benim gücüm, benim kalbim yettiğince de bu yolda devam edeceğim. </span></p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Ben bir fırtına gibiyim, ben bir çöl sessizliğiyim, kumlarımın içinde binlerce canlıyı beslediğim. </span></p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">6 Şubat 2023'te çok büyük bir deprem yaşadık. Sonrasında ben daha da çok değiştim. Binlerce insanımız öldü, çok zor koşullarda göçük altında ölmeye terk edildi. Gözümün ışığı, içimin müziği de onlarla birlikte öldü. Nefes alıyorum, çaresiz kalıyorum, faydalı olmaya çalışıyorum, durmak istemiyorum. Sanki dursam dünya da duracak gibi geliyor. Sakinim, seriyim ve düşünceliyim. Sesimin enerjisini kaybetmediğime de şükrediyorum. Hala insanlarla konuştuğumda ne kadar enerjiksin, hayat dolusun diyebiliyorlar. Bu belki de beni dirençli tutuyor. Nefes alıyorum ve tadını çıkarıyorum. </span></p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Deprem bir doğa olayı ve onunla yani doğayla yaşamayı öğrenmeye çalışmalıyız. Şehir planlarımız, evlerimiz, yaşam alanlarımız doğayla uyum içerisinde olmalı çünkü bizler doğanın bir parçasıyız. Bunu kabul etmezsek, depremde yaşadığımız gibi çok kötü sonuçlar doğabilir. Ayrıca doğayla uyumlu yaşarken insanların menfaatlerini göz önünde bulundurmaları ve insan hayatını hiçe sayarak hareket etmeleri yaşadığım en anlamsız ve hala anlam veremediğim sorundu. </span></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZ4JZJh00FLNCB40KAo9iaSONdyGSzKo-2x1wNcNNji4qH9ie9dvD0dZUOacGBFB84pomoasMCv9Ei584ZEMlz2onKzT3HfCSLcPzSAL-YjqcU_sof2wrfAjeBBzBtP802MqpR4Yf74ZULQNdJ6aWCtvBH4xFARyziBODWpMtf2CzHKJMGUbhelA/s960/199375499_10159539006944468_7502496551624568798_n.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;"><img border="0" data-original-height="960" data-original-width="720" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZ4JZJh00FLNCB40KAo9iaSONdyGSzKo-2x1wNcNNji4qH9ie9dvD0dZUOacGBFB84pomoasMCv9Ei584ZEMlz2onKzT3HfCSLcPzSAL-YjqcU_sof2wrfAjeBBzBtP802MqpR4Yf74ZULQNdJ6aWCtvBH4xFARyziBODWpMtf2CzHKJMGUbhelA/s320/199375499_10159539006944468_7502496551624568798_n.jpg" width="240" /></span></a></div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Bu dünyada çok fazla kötülük ve onun yanında çok fazla iyilik de var. Fakat dengeli değil. Bu dengesizlik masum insanların yaşamlarını etkiliyor. Bu etki kim ne yaparsa yapsın etkisini sürdürmeye devam ediyor. </span><p></p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Benim şu anda içinde bulunduğum dramatik olayı anlatmaya çalışırsam, sadece vücudumla ve ruhumla ilgili konuşabilirim. 10 koca ilde olan çok şiddetli depremde binlerce insan hayatını kaybetti. Açlık, sefalet içinde çadırlarda, arabalarda, konteynerlerde ve bazı şanslılar da depreme karşı güvenli evlerinlerinde kalıyorlar. </span></p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Ben hala 50 günün üzerinde zaman geçmesine rağmen doğduğum topraklara nasıl ayak basacağımı düşünüyorum. Bu düşünce aklıma geldikçe bastığım toprakta ayaklarımdan itibaren mum gibi eriyeceğimi düşünüyorum. Nasıl güçlü olurum, olabilirim bilmiyorum. Yıkılan evler, çehresi değişen sokaklar, denizin geri aldığı sahiller, çatlayan yollar, eskiden uçaktan indiğimde portakal çiçeği ve yaz meltemi esintinin beni karşıladığı hava artık yıkılan binaların beton, kayıplarımızın ölü kokularıyla bezenmiş. Ben nasıl bununla başa çıkabilirim bilmiyorum. </span></p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Son 7 senedir teknoloji ve yazılımlarla ilgileniyorum ve hayalim doğduğum topraklara faydalı bir insan olarak dönüp orayı teknoloji merkezi yapmaktı. Tabi ki vazgeçmiş değilim hala. Gideceğim ve vazgeçmeyeceğim. Deneyeceğim eğer olmazsa denedim oldu ya da olmadı diyeceğim. </span></p><p><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Bak gördün mü hala planlarım var, hala umudum var, hala ne olursa olsun yaşamaya çalışıyoruz diyorum. Gözümün parlaklığı gitse de, içimde çalan müzik bitse de, müzik dinleyemesem de sesimin tonu bana kalmış. Demek ki milyonlarca yaşında olan bu dünya neler görmüş, ne kadar çok insan yaşamış ve onlar hayatları boyunca neler yaşamış. Bu da bizim hayatımız. Bu da bizim yaşamamız, görmemiz, deneyimlememiz ve yeni nesillere aktarmamız gereken öğretilermiş, deneyimlermiş, anılarmış, duygularmış. </span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvTGS_pzDWE4uOxJCR2eGoZLjNjpVEH5HWwnitDCSt9oXDA4xFE25nxxBvbdIkznUtG1zOdKEXuzX2GB_7YdDU602NrumBnDZ6b8ZkoGiHNv_R_F5b32W30xItd_NNtFDgsiRJhzTKuzrP4IE0AMMRZdFRNT6lx30uvyIHSziPKqqcwPLjFdoYBg/s960/244132505_10159770076889468_1693851383422502870_n.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;"><img border="0" data-original-height="960" data-original-width="720" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvTGS_pzDWE4uOxJCR2eGoZLjNjpVEH5HWwnitDCSt9oXDA4xFE25nxxBvbdIkznUtG1zOdKEXuzX2GB_7YdDU602NrumBnDZ6b8ZkoGiHNv_R_F5b32W30xItd_NNtFDgsiRJhzTKuzrP4IE0AMMRZdFRNT6lx30uvyIHSziPKqqcwPLjFdoYBg/s320/244132505_10159770076889468_1693851383422502870_n.jpg" width="240" /></span></a></div><br />hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-29215541511620209042023-03-31T13:12:00.003-07:002023-03-31T14:47:03.971-07:00Senin Yaşın Bana Hep Genç...<br /><div><br /></div><span color="rgba(0, 0, 0, 0.54)" face="Roboto, RobotoDraft, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #ffa400; font-family: Merriweather; font-size: 16px;">15.11.2016 01:48 senin için yazdığım yazı güzel çocuk! </span><div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;"><br />
Nerede yürüsen yürü, nerede olursan ol benim yaşamışlığım hep seni geçecek. Daha önce senin kadar isyan etmiş, mutlu olmuş, ağlamış ya da kahkahalar atmış olacağım mesela. Zamanında kendimi keşfettim zannedip dünyayı çözdüm ben diye etrafta gezerken yediğim sıralı kalp kırıklıkları ve güvendiğim insanların alışmadığım karakterleri benim hala bu yaşta bile hiçbir şeyi keşfedememiş olduğumu kanıtladı. </span></div><div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;"><br /></span></div><div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Sen hep gençsin çocuk, hep mücadele edeceksin tek başına, önce hayattan korkmayacaksın yeri gelecek yılanın zararlı olduğunu bilmeyip onu boğacaksın. Sonra yani zaman sonra yılandan zehirli tavşan kadar zehirli insanların varlığı çevreleyecek seni, kendine güvenini yitirtenler olacak, her şeyini eleştirenler, yok o kadar da saçmalama diyenler olacak dut gibi kalacaksın. Epeyi bir zaman sonra bunları hazmedip, sen kendini destekledikten sonra, içsel çatışmalarından bıktıktan, çok kitaplar okuduktan, çok sohbetler ettikten, aynaların karşısında kendinle konuştuktan sonra, kendi kendinin ve gerçek dostlarının -ki ben bunu yıllar sonra ailem olduğunu farkettim- itekleyici gücüyle çekincelerinin üstüne gideceksin.</span><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnAdXShOEDDpq3RRFd3GU8pUNequqAUMQec21DFVRH8vgxDs7rAYTls61qhwZvxHTcsG4eRXgIXum1WlqZ9ASow3zWROxgb62zFym6m78K4yqDzRkXBS1TvrJGBvF6MKCegj9FPMo4AuUBIPx2McsB30zfO6AB9ttFABT5ZmJk5JbCK3p1OVAmOw/s1350/48388334_10156958917664468_2234967488959873024_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: Merriweather;"><img border="0" data-original-height="1350" data-original-width="1080" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnAdXShOEDDpq3RRFd3GU8pUNequqAUMQec21DFVRH8vgxDs7rAYTls61qhwZvxHTcsG4eRXgIXum1WlqZ9ASow3zWROxgb62zFym6m78K4yqDzRkXBS1TvrJGBvF6MKCegj9FPMo4AuUBIPx2McsB30zfO6AB9ttFABT5ZmJk5JbCK3p1OVAmOw/w320-h400/48388334_10156958917664468_2234967488959873024_n.jpg" width="320" /></span></a></div></div><div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;"><br />
Hayat hiç sonucunu bilemediğin şeyler üstüne olacak. Bildiğini zannettiğin ama hayatın ve zamanın senden üstün olduğunu öğretecek sana. Yaşın o anlar için de hep genç ve hep taze olacak...öldüğünde bile benden yine genç olacaksın.</span></div><div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;"><br />
Hala öğreniyorum, hala şaşırıyorum, hala deneyimleyip, keşfediyorum. Yaşım şu anda 34 ve öğrendiğim Yeni bir şey var o da hayatta çok şey bilmeyeceksin. Çok tane senden olmayacak fazla yayılmadan birbirine ilişikli senelerden olacak. Bir işe odaklanıp en iyi, hatta aranılan olacaksın. Şu anda ben mesela hemen her şeyi biliyorum kendimce belki bir mimar ya da doktor olamam ama onlara bile yardımcı olabilirim. </span></div><div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;"><br /></span></div><div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Keşke mimar ya da doktorun kendisi olabilseydim. Yani aşçı bile olabilseydim. </span></div><div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;">Olamadım her şeyi bilmek yapabilmek adına çok işe girdim ve kendi kör düğümümü yaptım ve orada bir nevi boğuluyorum. Sen kendine üzülme çocuk hep kendi seviyenin eni ol.</span></div><div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;"><br />
Sevinçler , pişmanlıklar, duruşlar, yalan dolanlar, kocaman sevgi kucakları ve dünyevi ne varsa seni bekler ve seninle var olmak için can atar be çocuk. Keşke sen olup bu akılla yeniden başlasaydım hayata çok zor sen devam et ben sana yolları söyleyeceğim sen düşe kalka kendi kararınla ilerleyeceksin...</span><div><span style="color: #ffa400; font-family: Merriweather;"><br /></span></div><div><br />
<br />
<br /></div></div>hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-17584370439611481132014-06-11T16:18:00.000-07:002014-06-11T16:26:32.806-07:00Yalnız<span style="background-color: black; color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Bazen yaşlar boşanırdı gözlerimden çünkü içim yanardı, kalbimin her yeri alev alev, bin defa kırbaç yemiş gibi paramparça, göğüsümden bağrıma kış günü yanan şömine gibi dumansız, kor gibi. Aciz, titrek, yalvarırdım neler oldu sana diye? Zaman sonra kor kül oldu, yandı yanmadı ama unutmadı, unutulmayan taşlaştı ben oldu, duvar oldu, geçitsiz kale oldu. </span><br />
<span style="background-color: white; color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaxewAW0DRBycFyfNgdzE9te6O2PwdyOxSWE4kOJAEz-oJGgvQxEnmGK_u4B5VSCV441CbcliHQIjMrzzJ108IRmiK_w3bQHOdc7D8kqjj32ugQIz5PCvUP8VSDZ-WfCX4AmhzynVcHw/s1600/601753_10151643463179468_2044576611_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaxewAW0DRBycFyfNgdzE9te6O2PwdyOxSWE4kOJAEz-oJGgvQxEnmGK_u4B5VSCV441CbcliHQIjMrzzJ108IRmiK_w3bQHOdc7D8kqjj32ugQIz5PCvUP8VSDZ-WfCX4AmhzynVcHw/s1600/601753_10151643463179468_2044576611_n.jpg" height="213" width="320" /></a></div>
<span style="background-color: black; color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Hayır'lı hayrımsın, korkmuyorum artık uçmaktan, elimi tuttun uçurdun beni uçsuz bucaksız gökyüzünde, uzaya çıkartmadın, olduğun kadarı gösterdin olabildiğince. Ne yalan duydum ne de riya, hep tamamdın bana. Ben tamam olamadım, o kadar kırmak için uğraştım ki seni ne kadar çabalasam taşlaşmış bedenim sana zarar vermeye kalktığı her an sana dokunduğumda pamuğa döndüm, kıramadım, şaşırdım. Şaşırdıkça ilgimi çekti seninle olmak, seni tanımak, tanıdıkça Allah'a yakınlığım arttı, isyanım azaldı, azaldıkça kendi dünyamda düzeni ve dengemi buldum. Ağladım da, sebebim içimdeki kötü yalnızlık benden kopmayı istemiyor diye, ağladım yalnızlık terk ediyor ve yalnızlık seni kıskanıyor, çekemiyor diye, yalnızlık beni çok seviyor, o bana ben ona çok alışmıştım diye. Aslında o kadar sade ve güzel ki yalnızlık seninle olmak benim en sevdiğim yalnız olmak oldu. Yalnızım seninle ve aslolan yalnızlık buymuş, biriyle yalnız kalmak. </span><br />
<span style="background-color: black;"><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Ben o güzel gözlerindeki pırıltı olmalıyım, daha çok parlatmalıyım o gözleri, güldürmeliyim, sevmeliyim, bunlar ne kadar zor şeyler biliyor musun benim için, ne kadar uzun zaman, ne kadar emek, ne kadar uğraş çünkü ben unuttum her şeyi, nasıldı sevmek diye sorsalar bilmem neydi diye soruyla karşılık verecek kadar acizdim.</span></span><br />
<span style="background-color: black;"><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Ben hala bir hırçın olabilirim, ağlayabilirim ama bil ki sevgili hepsi duvarlarım yıkılıyor diye, nedir deprem bilirsin, iyisini de kötüsünü de bu en iyisi ve en güzeli. </span></span><br />
<span style="background-color: black;"><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Ölenler için çok üzülmem ben, ölürken çok acı çekmedikleri sürece, ölmeye geldik sonuçta sebebi belli ama bize nasıl olacağı söylenmeyen. Düşüncelerim içinde yüzüyorum ve diyorum ki o kadar mutluyum ki ölsem gam yemem, ne bir bebek sahip olmadığıma üzülürüm, ne de bu dünyadan gittiğime, ne de sensiz kalacağıma, çünkü içimde sen, ruhumda sen, bende sen ve biliyorum ki seven ben ve en çok sevilen ben. </span></span><br />
<span style="background-color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-67991901027176052842014-03-24T06:42:00.002-07:002015-07-03T05:24:29.467-07:00Nefis<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">BAŞLA!</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Nerede durursa o rüzgar, nerede su olursa karlar, nerede nefsimin mevsimlerini engelleyemezsem o zaman BAŞLA!</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Kocaman bir adam nasıl olur da gözlerinin içini çocuk sevinci gibi parlatır, güldüğünde göz kenarları çizgi çizgi yaşanmışlıkların verdiği izlerle doldurur, işte o benim ömrümdür.</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Ömür beklerken bitmez, zamanın nasıl geçtiğini merak ediyorsan bugünde bitti ohh be diyebilmen gerekir.</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Yastığa konulan baş, sabahki hedefe uyandırmalıdır seni. Nefesin tatlı bir endişeyle dolup taşmalıdır ciğerlerine. Suya atılan taşın yaydığı mükemmel halkaların bir parçası olman gerekir. Seni daha mükemmele, kıyıdaki ıslak, verimli toprağa sürüklemelidir. </span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1hLHQvrg9yRHdXP0Vf92uzksLiXloQL4DVGRG5BuKuCfEW8_uGRMRNcrhL_ZOvlk-7Tbtiryl-E-sxicP_q1FeXWlp7mahzSTLZtuVs0QvV4vn9nBLgwTdxs7kVYlMWxqhK9HYck_OA/s1600/246467_10151002873759468_1241894743_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><img border="0" height="147" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1hLHQvrg9yRHdXP0Vf92uzksLiXloQL4DVGRG5BuKuCfEW8_uGRMRNcrhL_ZOvlk-7Tbtiryl-E-sxicP_q1FeXWlp7mahzSTLZtuVs0QvV4vn9nBLgwTdxs7kVYlMWxqhK9HYck_OA/s1600/246467_10151002873759468_1241894743_n.jpg" width="320" /></span></a><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Kuzeye doğru gidiyorum, taşlardaki yosun izlerini, kutup yıldızını izliyorum, toprakları kokluyorum, dört mevsim nerede yağmur düşerse üstüme taa ki Alpin Çayıları'na kadar yol tepeceğim. Uzanıp, saçlarıma düşen yağmurların müziğini dinleyeceğim. Çayır gözlerinin alacalı yeşili olacak, ben tam ortasındaki bebek olacağım, hep göz bebeğinin içindeki ben ve mutlu olduğum, uzanıp yanında dinlendiğim yanın. </span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Ne yorucudur yaşamak belki hiç seni olmayanı için, hiç amaç yokken yastığının serinliğinde yatan için. Ben ki huzurunda rahat ettiğim, dualarımla melodiler mırıldandığım seninle olmayı seviyorum.</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Duyuyorsun, görüyorsun, biliyorsun, hafızan ateşler gibi kor, nefsin kör, ne savaşın var geçmişe dair, ne tereddütün geleceğin için. Netsin kendince ama ya söylemediklerin, söyleyemeyeceklerin, söylemediklerim ve söyleyemeyeceklerim? Ruha mühür atar zaman, o zaman ki dillendiremezsin içindekileri, kırılır diye.</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Öyle masum ki insan istekleri kendince, ama ihtiyacı vardır ve sonuna kadar, olana kadar ister durur. İstediğindeyse hep faka basar. Basıldı mühüre de faka da, artık bir şey istemiyorum ben, sende isteme herşey olacak ta ki ne zaman istemediğimiz zaman.</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Ben bir benim bütün insanlar gibi, meclisten içeri olanlar gibi nefsini tutamayanlar gibi...Seninle tutuyorum ve seni istemiyorum.</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-68782843476074546742014-01-20T08:59:00.000-08:002014-01-20T08:59:06.780-08:00Hıdır<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibhCN4Xbdq-nW_8kbngOUdaO9ofaYgv-hpLrIt-n2Q5ZQ9jSmldebThqL8gh19ucrL0a7_DghJGaZM6bTl3VGSvRZM47wtBqYYKbO7AOG6HiWzbETBMg568ey4butGn677C5yp_k7L4w/s1600/1505650_10152174335789468_165420644_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibhCN4Xbdq-nW_8kbngOUdaO9ofaYgv-hpLrIt-n2Q5ZQ9jSmldebThqL8gh19ucrL0a7_DghJGaZM6bTl3VGSvRZM47wtBqYYKbO7AOG6HiWzbETBMg568ey4butGn677C5yp_k7L4w/s1600/1505650_10152174335789468_165420644_n.jpg" height="212" width="320" /></a><span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em>Aşk var mı? Ben inanmam ona hemde hiç... </em></span><br />
<span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em></em></span><br />
<span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em>Ne zaman ki 13 kat asansörden çıkmadan önce beni sevdiğini söylemedin işte o zaman yine yalnız kaldım ve her katta 1'er sene daha yaşadım yapayalnız...</em></span><br />
<span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em></em></span><br />
<span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em>ilk sene kabuk bağladım yine, 4'te ben bir hiç olduğumu ve hiç olarak ölmem gerektiğini hatırladım..5'te inandığım varlığa yine benimle dalga geçtiğini düşünerek kendime ona inandığım için, onun dalgasını yaratmasına mahal verdiğim için isyan ettim, haykırdım neden beni yarattın diye.. 8'de ışık sönse ve korkudan sığındığım sen olsaydın da yok olmasaydın diye hayal kurdum, sessizce... 10'da atlatırsın üzülme, bu bir girdapsa, en fazla yine boğulacaksın ama ölmeyeceksin dedim kendi saflığıma.. 11'de uçurumdan atladı tüm organlarım, tıpkı başımı döndürmene izin verdiğim sana olan kifayetsiz sevgi gibi... 12'de daha geç değil derken 13. kata geldim...koca kapılar açıldı ve dünyaya tekrar döndüm güzellik uykusundan.. </em></span><br />
<span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em></em></span><br />
<span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em>Sonra mesaj denilen bol uydulu, bol dijital, bol teknolojik bir haber geldi ve beni tekrar uyuttun ama içimdeki ben tekrar uyandı o 13 katta, 13 ayrı yılda, karamsar ve yalnız olmaya mahküm olduğunu düşündüren ben.</em></span><br />
<span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em></em></span><br />
<span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em>Yalnızlık Allah'a mahkumsa; aşk, sevgi, önemseme adı her neyse, insanları Allah'tan farklı kılan şey, insan bünyesiyle neden bu kadar acımasız oynar ki?</em></span><br />
<span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em></em></span><br />
<span style="color: orange; font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;"><em>Sen belki hala uykundasındır ve hayal aleminin pembemsi yumuşaklığında dakikaların geçiyordur...ben 13 sene daha yaşlandım kendi paranoyam yüzünden. Bu kadar keskinleştirmeseydi hayat keşke beni, daha çok umursamaz ve daha az düşünür olsaydım en ince ayrıntılarını hayatın..Benim adım Hıdır işte o kadar..</em></span>hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-70563210364991524982013-12-24T16:44:00.001-08:002013-12-25T06:00:40.845-08:00Eşsiz Masal <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgehSAO9KalJ9E2hueN98vQSpMyTzgjydCmQ-Z4a-wiTlbbLALwmNq97mAoxqTOVbjts5983QN5aFH5o4qrjwBd6KMIlA_cb0KCuR0POu8cAGqrOuHrv1V_BCoGBYvqiKL0k5l3pqAJQQ/s1600/189381_10151254804629468_636440037_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgehSAO9KalJ9E2hueN98vQSpMyTzgjydCmQ-Z4a-wiTlbbLALwmNq97mAoxqTOVbjts5983QN5aFH5o4qrjwBd6KMIlA_cb0KCuR0POu8cAGqrOuHrv1V_BCoGBYvqiKL0k5l3pqAJQQ/s320/189381_10151254804629468_636440037_n.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br />Kifayetsizle başladığım hayata bir anlam katmaya çalışma çabalarım devam etmekte. Yol aldığım kilometreler kimilerine göre özgürlük kimilerine göre huzur arayışımın bir parçası. Öyle büyük şahsi ve çevresel bir güce ve kitleye sahibim ki herhangi bir insana hayatımı verseler yoğunluğundan küt diye düşer bayılır.<br /><br /><br />Bazen o tatlı dilli güler yüzlü kız bir anda engereğe dönüşebilir. Bu dönüşüm o kadar ani olur ki karşıdaki kitle de nereden geldiklerini şaşırabilir. Laf olsun da kendimi öveyim veya yereğim diye değil bu cümleler bende herkes gibiyim.<br /><br /><br />Kulağımda çınlayan dış sesleri dinlerim çünkü herşeyin Allah'ın bir işareti olarak görürüm. Bir ses duydum geçenlerde o kadar güçlü geldi ki kulağıma beni kilometrelerce uzağa sürükleyebildi. Kimdi, neydi, nasıldı hiçbir fikrim yoktu. Tek varolan ben ve sesti. Öyle ki baksam belki de hayatın aşkı olacaktı ama dönmedim ve bakmadım. Sadece sesten gelen mesajı uyguladım.<br /><br /><br />Ne diyordu ve mesaj neydi bana kalsın ama o ses beni buldu desem? Kilometrelerce öteden, binlerce anının, insanın arasından yine kendini belli etti ve peşimi bırakmadı desem ne dersin arkadaş? Verilen mesaj o kadar etkiledi ki beni nerden geldiğimi, ne yaptığımı şaşırdım değerinden. Değer verilesi ve şans verilesi gereken biridir belki. Hala ulaşmaya çalışıyor, bazen yakaladığını zannediyor ama benim onun her anını didik didik sentezlediğimi bilmiyor.<br /><br /><br />Belki de bunların hepsi eşsiz bir masaldır ve ben bu masalda yaşamak isterim. Rollerin kendince ònemi farklı ve büyüklü küçüklü olabilir ama ben şu anda sadece etrafa bakan bir ağacım sahnenin tam ortasında. Dallarıyala, yapraklarıyla sahneyi üç yüz altmış derece izleyenim. Biri gölgemde serinlemek için gövdeme yaslandı. Ya sıkılıp gidecek ya acıkıp meyve yiyecek ya dalımdaki yılan boynuna dolanacak ya da işte tam burda masal başlar ama nasıl? </i></span><br />
<br />
<br />hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-60374811832759074522013-11-28T14:14:00.001-08:002013-11-28T14:21:40.414-08:00Anadan Üryan<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGp6kYyhl-Pa3kPia5KZp7h5LE4k3sF8E5zbE7D94ZbUbZ5SOugZrAT_tRq5uyLmRSlBViPlHd1jsNHCBxhLwEnxcd5OX5Jz-6S3jSXLLCoViFaIuSnje8P20SZB66VZW9lGjLA5TjQA/s1600/1420400_10152070035554468_1309739198_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGp6kYyhl-Pa3kPia5KZp7h5LE4k3sF8E5zbE7D94ZbUbZ5SOugZrAT_tRq5uyLmRSlBViPlHd1jsNHCBxhLwEnxcd5OX5Jz-6S3jSXLLCoViFaIuSnje8P20SZB66VZW9lGjLA5TjQA/s400/1420400_10152070035554468_1309739198_n.jpg" width="208" /></a><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Kendi kendine dialoglarla geçiyor tüm zaman.. Bir daha öyle demeyeceğim, bir daha şunu yapmayacağım, bir daha kendimi düşüneceğim, bir daha asla demeyeceğim, kararımın arkasında durup güzellikler için dualar edeceğim, dua değil belki de hayal kurup gerçekleştireceğim diye ne laflar ederim ben hep kendime, sen kendine edersin. Ne gecesi vardır, ne gündüzü ne de dakikası vardır dileklerin ve temennilerin.</span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"> Yalnızsındır diye tekrar tekrar konuştuğun sen, aslında hiç yalnız değilsindir. Binlerce ruh ve enerjinle gezersin aurandaki renklerle. Tek bir dileğim vardı hep kendimi kötü hissetiğimde niyette bulunduğum. Yeni baştan yaşayabilirsin, yapabilirsin, savaşabilirsin dileğiydi bu. Ama hiç aklıma gelmedi yeni baştan başlamanın bu kadar meşşakatli olabileceği, bana bu kadar zor gelebileceği tek kişilik yatağın, minik bir odada kendinle kalmanın, yeni insanlara kendini anlatmanın bu kadar ağır gelebileceğini, üçüncü kez yeniden başlarken hissediyorum. Ne zaman ki durdum ve kendime bakmam gereken bir kitap okudum o zaman anladım benim göz bebeğimin bana hiç yalan söylemediğini. Ne keşfedilmesi gereken kömürlerin içindeki bir pırlantaydım, ne de bir peri, büyüsüyle dünyayı değiştirecek; ben o kadar sade ama o kadar zenginlik içerisindeydim ki ellerimdeki akışkan hayatın farkında değildim, ölüyordum. Günlerim geçiyor ve ölüyordum. Peki dedim kendime, nerede duracağını biliyor musun, neler yapabileceğini, sükunetinin zamanı geldi mi diye sordum beni bana. Hayır dedi gözlerim, daha sükunet vakti değil, hala koşma zamanı devam ediyor. Kendini buldun şimdi hayatta kendi parçalarını kalıcı şekilde bulma zamanı. Zamanın savurduğu bir çocuk değil, her şeyin farkında olan olgunumsu sensin artık dedi ben bana. </span></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Simlerin havada pırıl pırıl uçuştuğu çok güzel bir yoldayım. Anılar denilen şeyler tekrar baştan yazılmaz ama yeniden üstüne daha güzel anılar yaşanabilir son gidilen mekanlarda. Ne istersen, ister mutlu ol herkesle, ister özel ol tek başına fark etmeyecektir zaman, sen farkedeceksindir ve gerektiği gibi olacaktır anıların.</span></span><br />
<span style="color: orange;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Rüzgarın savurduğu, ateşlerin kavuramadığı, yağmurların eritemediği, soğukların donduramadığı oldum hep. Bu kural bende hep vardı, ben hep kaçabildiğim kadar kaçtım stresten, hüzünden, laftan, korkulandan..Ne çok mutlu olduğum yerde kalabildim bozulur diye kaçtığım ne de kendimi göz yaşlarımla boğulduğum yerde bekledim. Ben hep devam ettim ve devam edeceğim, benim nefes aldığım hayatta. Yeni macera peşinde değilim, hak edilen şeyin peşinde de olmadım acizler gibi. </span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">En sevdiğim neydi biliyor musun arkadaş, en sevdiğim dileğimin saflığı ve kendine olan öz güvendi. Yeniden başlamak, anadan üryan, kimsenin belki göze alamadığı riskleri göze almaktı. </span></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Göz bebeklerim yalan söylemedi hiç bana, başkaları kadar da bayağı da değil, bendi ve bana hep beni sevdiğini söyledi hemde ölene kadar..</span></span>hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-53921135888681247752013-05-15T04:25:00.000-07:002013-05-15T23:07:08.797-07:00gel tut elimden<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">1-2-3-4 ileri gider gider sayılar. İster ileri say ister geri say zaman tik tak ileri gitmeye devam eder. Sen sonsuz sayılarına devam ederken, dilinin hiç daha önce sarf etmediği rakamları sayarken bir bakarsın günler, haftalar, aylar geçmiş. Peki elinde ne var saydığın sayılardan başka? Bir hiç. </span><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq_b41Ce-cLtq9Cs1Wq47WdQU_CrqVqQ6Mjp0y8OAgTk8lu0V6IjBQ6gAciU1mvmjRJTwR7qhiymwKocX4xY24F5CIPQYzNQbfBgAoIuekmxBp95tatqw1ADH7b2RNqOEdORsYix26Mw/s1600/190574_10151643462609468_51771453_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq_b41Ce-cLtq9Cs1Wq47WdQU_CrqVqQ6Mjp0y8OAgTk8lu0V6IjBQ6gAciU1mvmjRJTwR7qhiymwKocX4xY24F5CIPQYzNQbfBgAoIuekmxBp95tatqw1ADH7b2RNqOEdORsYix26Mw/s320/190574_10151643462609468_51771453_n.jpg" width="320" /></a><span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Bir koca şişe suyu kana kana içerisin, güneşin tam tepede olduğu, sıcaktan kavrulduğun, içinin kuruduğu anda ya da çok konuşmaktan ağzım dilim kurudu dersin kana kana koca bir bardak suyu içersin. Daha çok su, daha çok yudum, içtikçe doyarsın, doydukça susuzluk hissin geçer, doyduğunda yavaş yavaş suyun yağsı tadını almaya başlarsın, yutkunamazsın, fazla gelir her damlası, miden bulanır. Zorlasan kendini içsen de zevk alamasın artık, bitmiştir tüm isteğin. Elini kolunu bağlasalar, ağzına bir huni koyup suya devam etseler, Çin işkencesine döner tüm ortam. Loş odada ellerin bağlıdır. Çırpınırsın, ses çıkartamazsın, hareket etsen, edemezsin. Sular geldikçe gözlerinden yaşlar gelir zorlanmadan, korkarsın, korktuğundan yutkunursun, miden çatlarcasına ağrımaya başlar, sonunda öleceğim, başka kaçış yok diye salıverirsin kendini, sular geldikçe. O susuzluk tadını veren ferahlık hissi, mutluluk hissi, iyi ki su var ve ben bunu içebiliyorum diye şükrettiğin her şeye lanet okursun öleceksin diye. Fazla, fazla daha fazla, gözlerin kararır, miden patlar, öksürmeye başlarken nefes boruna girip çıkamayan su seni öldürür, boğarak, hiç acımadan.</span></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Hiç bir şey yapmasan da ihtiyaçların için yaşarsın. İhtiyaçların ne olursa olsun su içmek, para kazanmak, yemek yemek, tatil yapmak, yürümek, konuşmak, ağlamak, nefret etmek bile bir ihtiyaçtır ama hepsinin bir sınırı vardır. Sınır suyun kaynama noktasındaki kendini salıverip buharlaşmasıdır, su kalmayınca altındaki ateşten kulbunu dahi eriten cezveye dönersin. Her şey yok olur, kötü olur, bozulur doyumdan sonra. </span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Hiç bir şeye çok doymamak lazım, her şeyin tadının damağımızda kalması lazım, bu benim düşüncem kim ne derse desin. Zorlamamak, boğulmamak lazım. Zorlanınca, zorla oldurunca hiç bir şey istediğimiz gibi olmaz. Benim istediğim gibi olmaz. </span></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Durabilmek, dur diyebilmek lazım o ilerleyen zamana. O inatla devam edecektir, dünya dönmeye, yaşamlar sürülmeye devam edecektir. Senin yapabileceğin tek şey var zamana karşı. O da onunla iyi geçinip ona yön vermek. Dikine gitme zaman demelisin, bir de bu taraftan gidelim demelisin elini tutup. Bak çok zorlandık, çok yorulduk, gel tut elimden benimle ol, yaşım geçiyor, öleceğiz biz, sen ölmeyeceksin demeliyiz. Bu hayat benimse sana yön verebilmeyi diliyorum de zamana. O, o kadar yüce ki senin uysallığını dinleyecek ve sana her şeyin uygun zamanını gösterecektir.</span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">O huniyi alıp, insanlar deli bile deseler başına takıp gezeceksin. Zamanla eğleneceksin, güleceksin yoksa seni zorla öldürür.</span></span>hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-67625655536020012642013-04-24T08:45:00.003-07:002013-12-28T18:56:22.772-08:00tek kurşun<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Ojeler var tırnaklarımda her renk, ne istersem o renk, istersem bir hiç renk. Parmaklarımda yüzüklerim var ama yüzük parmağıma küsler, olmamaları gereken yerdeler. İşaretlerimin birinde EVET birinde yılan var, kıvırmış, bedenini dolamış işaretime karşılık hayır der gibi, baş parmağımda HAYIR var, hayırın hayır olabileceğini, hayırda bir hayır olabileceğini unutmayayım diye var. </span></i><br />
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i>
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Üstümde muskalar, dilimde dualar var, sen mi olacaksın, başkası mı olacak diye değil içim huzursuzluğundan arınsın diye varlar. Bu huzur denilen şey çok acımasız, ellerimden kayan, nereden geldiğimi şaşırtan bir balık gibi, kuş gibi bir şey var ama yok. Varlığını olmasını istediğim sen gibi ama yok da gibi. </span></i><br />
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i>
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Ben bir Rio Karnavalındaydım, bir Domates Festivalindeydim, bir Luna Parktaydım, ışıl ışıl, bir konfetilerin havada uçuştuğu, ejderhaların etrafta dolandığı, kırmızı yelpazelerin güzel çekik gözlü kızların dans ahengiyle süslenmiş bir festivaldeydim, çoşkuyla el çırpan, yağmur yağsa canım sıkılmaz, el çırparak devam ederdim eğlenceye, rüzgar çıksa eteklerimi dönürürdüm çoşkuyla, kahkahalarımla ama... ama ta ki ben tek kurşununla vurulana dek, her şey benim için donana dek, her şey bana dönene dek...</span></i><br />
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i>
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Bugün bir amcayla konuştum dedi ki sen tipine göre başkalarına akıl verecek yaşı çok geçmişsin. Sen artık bitmişsin, sen artık yardım edebilirsin, tavsiye verebilirsin. Baktım şöyle, anlam veremedim sonra baktım kendime parmaklarımdaki yüzüklerime, tırnaklarıma, dik oturuşuma, pür dikkat kelimeleri anlamak için açtığım kulaklarıma ve dedim ki kendime demek ki insan yaşayabildiğinin doruk noktasındayken böyle oluyor, kendini kırılmalara karşı kalkanlıyor, acılarını hatırlamak için materyalist şeyler kullanıyor bazende doğa üstü güçlere baş vuruyor. Ben her şeyi denemişim, huzurumu bulmak için. Elimden kaçan balığın o avucuma batan dikeniyle idare ediyorum beni götürebildiği yere kadar. </span></i><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZMGYbtzG1_rhgAEvLiFA6VqNKrqU4ArsbnGLJEtmGHlZSSaeCWhlI8HStI6JL-7qwKGwIp_B2c3Wv7CoItq4pSH1QPEBU_QXRYZ3bHTXfYnfed5rPtpbJ6qKLa-myuEUeYU_zD1x0gg/s1600/538404_10151048818564468_41387418_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZMGYbtzG1_rhgAEvLiFA6VqNKrqU4ArsbnGLJEtmGHlZSSaeCWhlI8HStI6JL-7qwKGwIp_B2c3Wv7CoItq4pSH1QPEBU_QXRYZ3bHTXfYnfed5rPtpbJ6qKLa-myuEUeYU_zD1x0gg/s320/538404_10151048818564468_41387418_n.jpg" width="320" /></a><i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i><br />
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Kalp ve beyin ayrı yumurta ikizleri biliyor musun. Aslında melek sağda, şeytan da solda değil. Melek kalpte, şeytan beyinde. Kalbin hep yumuşak, hep olumlu, hep güler çocuklar gibi, elmalı şekerler yer, kıpkırmızı rengi, zıplar, trambolindeki çocuklar gibi. Öyle bir baktırır ki kalp gülesin gelir içinden.Beyin rengi kadar soğuk, kıvrımları kadar çok ihtimal düşünür o küçük çocuk korunsun, kırılmasın diye, ciddidir, kısık gözlü, sinsi bir şeytandır. İkizini canı pahasına koruyan, bağlılık gösterendir. Bazen kalbin çırpınışlarına akıl sır erdirmez ve canına bile tak eder, bitkisel hayata geçer, kalp şımararak atar ama çığlıklar atarak ağlar, çok yalnızım diye, mutsuzum, korunmasızım diye. O kalbe atılan tek kurşun yeter her ikisininde ölmesine, sonsuza dek beraber yaşamalarına ve aradıkları huzuru bulmalarına. Oysa ki o tek kurşunu atan aşksa eğer azap daha yeni başlar belki kim bilir?</span></i><br />
<span style="color: orange;"><br /></span>
<span style="color: orange;"><br /></span>
<span style="color: orange;"><br /></span>
<span style="color: orange;"><br /></span>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-47887514410228526362013-04-10T08:19:00.000-07:002013-04-10T22:49:00.158-07:00barkod<span style="color: orange; font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>Damarlarımda kanlar dolanır, görsem midem bulanır ama beni onlar yaşatır. Devinimi vardır, bir ırmak, bir deniz olurlar, birikirler bazen, bazen pompalanır hızlanırlar, dökülür, akarlar, çağlarlar içimde sessiz sedasız. Tenim korumasında sağlıklıdır. Her şey birbirine benzer doğada yapraktaki damarlar bendekilere, tüm kıvrımlar hatta depremlerin çatlakları, volkanların patlaması, samanyolunun bile birleşik çıkış noktası belli olmayan ama birbirine bağımlı bir harmonisi vardır. </i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYCstffjd0AojoWpEUJw0EU_6RBHBDcJaYgNGeVooWCluOijZ8HysZsZinufLjmTjNC5a_vD2U7T9MEBXJ8AqH2B8Ob0W0MprWFNtOKcA8CNRGVCLiCQJ625qWIsw2WMV7oMXnZvT6tw/s1600/541164_10151243279254468_103483089_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYCstffjd0AojoWpEUJw0EU_6RBHBDcJaYgNGeVooWCluOijZ8HysZsZinufLjmTjNC5a_vD2U7T9MEBXJ8AqH2B8Ob0W0MprWFNtOKcA8CNRGVCLiCQJ625qWIsw2WMV7oMXnZvT6tw/s320/541164_10151243279254468_103483089_n.jpg" width="213" /></a><span style="color: orange; font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>Yürünen yollar, bakılan, görülen nesneler, tadılan yiyecekler, koklanan karşımlar hepsi hissedilir. Beş duyu denir ya hiç biri olmazsa hissedersin, için titrer belki bir kokuda, belki bir tatta, belki bir nesnede ne olacağı belli değildir, birinin sesi benzetilir, birinin bakışı, birinin gülüşü. Yıldızlar akar içinde o koca beden atmosferinde. Yalnızlığını giderir birden, umutlandırır, güldürür. Ben seni her düşündüğümde gülüyorum ama öyle değil, hani bir pamuklu şeker alırsın ya bir luna parkta, onun pembesi kadar yumuşak, görsen beni seninde için gider gülüşüme. Oradan yanaklarıma kanlar pompalanır, oradan kalp der ki ilk hedef sağ sonra sol yanaaağaa marşş!! Gözleeeerr!! Hizayaa gel kıt'a dur! Parlaaaa!! </i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange; font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>İşte bu mutluluk hissi eritir beni hep. Kara topraklar, susuzluk, çatlaklar, kavuran sıcaklar, sessiz haykırışlar hep sen gittiğin için. Anesteziden çıkamayan hasta gibi hep başım dönüyor, hep sesler uğultulu, hep gözlerim bulanık, hep burnumda kan kokuları, kanım donmuş, ellerim buz gibi, koşuyorum bilmediğim bir hastahanenin, bilmediğim bir koridorunda. Bileklerimde barkodlar, senin kaçıncı hastanım ben? </i></span>hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-60740621183892293192013-03-29T08:04:00.003-07:002013-03-30T01:41:14.429-07:00şövalye<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Öyle büyük ki büyükler, koccamanlar. Aklımda binlerce kelime. Bitmemiş cümleler, hep sensin yazılarda, okunuşlarda, bakışlarda, doğum sancısı çekiyor tüm duygular. Günde bir kaç sefer aynaya bakıyorum, yakınlaşıyorum, yakınlaşıyorum ta ki göz bebeklerimin içindeki dağları, tepeleri görene kadar, kahverengi tonlar, yeşil de var biliyor musun? Sen görebilmiş miydin renklerimi? Bana ne kadar yakın baktın uzakken? Şu anda uçan balonlar kadar uzaksın bana, kilometrelerce, bulutlarla oynaşıyorsun, rüzgar savuruyor seni, bazen bana bakıyorsun, bende sana, içimiz gidiyor gene. Farkında mısın tekrar döneceksin bana, tekrar avuçlarımın içinde olacaksın, tekrar senin kalbinin en güzel köşesinde olacağım sevgili.</i></span><br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><span style="color: orange;"><i><br /></i></span>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy0n5gyACbZkmZlQuvIQFdKNrRh9P6J7H2KBBAd5ea0lWeFi4teJcOzcqdWYv0pJnO2ZEbx8QDWzfFMrSEzqU2pI06LcilXsHeUkzNt95OcYL8VZPsGrgMRuVD3hKz_WRzrDXbUaPYoQ/s1600/389622_10151002871934468_44079947_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy0n5gyACbZkmZlQuvIQFdKNrRh9P6J7H2KBBAd5ea0lWeFi4teJcOzcqdWYv0pJnO2ZEbx8QDWzfFMrSEzqU2pI06LcilXsHeUkzNt95OcYL8VZPsGrgMRuVD3hKz_WRzrDXbUaPYoQ/s320/389622_10151002871934468_44079947_n.jpg" width="320" /></span></a></div>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Seninle bir yerdeyiz rüyamda bir dolu yabancı var etrafta, yemyeşil bir yılan var bir adamın elinde, pırıl pırıl parlıyor.Upuzun dili yüzümde tıslıyor. Adam bana bakıyor elini tutuyorum senin, diyor ki SEN! Kurtaracaksın!, yeşil yılanı alıyor, kuyruğunu kesiyor avuç kadar bir parça sonra düzleştiriyor, etin ortasından bir delik açıyor bana uzatıyor. Sana bakıyorum ben, sen donmuş bana bakıyorsun, adam diyor ki al bunu denizde boğulacaksın -sen elinden tuttuğunu kurtaracaksın diyor. Sen varsın diye korkmuyorum alıyorum elime o yeşil eti, bak diyorum sana, biz kurtulacakmışız. Sen bana dönüp hayır sen beni kurtaracakmışsın diyorsun. Bende sana,sen kendini kurtarırsan beni de kurtarırsın diyorum. Sen sadece bana baktın cevap vermedin, tepkisiz kaldın. Evet miydi, koca bir hayır mıydı, bu tepkide bir hayır, şer var mıydı bilemeden uyandım tavana baka baka.</i></span><br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><span style="color: orange;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange;"><i>Aldatılmak nedir bilirsin, aldatmak da nedir bilirsin, beni kelimelerinle aldattın sen..Biliyorum, farkındayım dönüp dolaşıp aynı yerdeyim, ne uzuyor cümlelerim, ne kısalıyor, tıkandım kaldım neden biliyor musun kapı yok ışığı görebileceğim. Sanki Alice Harikalar Diyarı, anahtar var kapı küçük, masa var, sandalye küçük hiç bir şey birbirine tam değil yoksa denk değil miyiz?</i></span></span><br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><span style="color: orange;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange;"><i>Bir ağaç olsaydım, çiçekler, meyveler, taze yapraklar verseydim, baharda yapraklarım dökülüp, kışın sıcak toprakta köklerim ısınırken dallarım rüzgarların, karların, fırtınaların kırılmayan şövalyesi olsaydı, sende benim içimdeki, benimle beslenen, beni yiyip bitiren ama sohbetine doyamadığım, içimi kemiren kurtçuk olsaydın. Mutlu mesut ama imkansızlığa doğru yaşasaydık ama ayrılmasaydık.</i></span></span><br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><span style="color: orange;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange;"><i>Ne bir balonsun, gök yüzünde uçup avuçlarıma düşecek, ne boğulduğunda kurtaracağım, elini tuttuğum sevgili, ne dengiz seninle ama tek hikaye var gerçek olan..Ben bir ağacım yerinden hiç kıpırdamayan, sen bir kurtçuksun içimi yiyip bitiren, beni kemiren, öldüren ama o kadar hoş sohbetsin ki vazgeçemiyorum senden. </i></span></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><i><br /></i></span>
hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-65283241838501890082013-03-19T08:23:00.001-07:002013-03-19T08:37:32.142-07:00beni ben istiyorum<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Yedi yaşımdayken babam beni jimnastiğe göndermişti. Çivit mavisi mayolarımız vardı. Diğer kızlar benden çok büyüklerdi ve ben genellikle kenarda beklerdim, top toplardım, yastıkların üstünde zıplardım. O kum kokulu spor salonunun kokusu hala burnumda. Bazen esneme hareketleri yapardık, taklalar atardık, parandeler atardık, bazende ellerimizde çubuklu kurdelelerle havada şekiller çizerdik. O kadar güzeldi ki o kırmızı kurdelenin havadaki yumuşak dansı, tüm şekilleri izlerdim saniye saniye. Bazen minik minik baloncuklar yapardım bazende zigzaglar bazen ismimi yazmaya çalışırdım. Baş harfimi çok güzel yapardım ama. Neden sonra eğitmenimiz hamile kaldı ve Ankara'ya taşındı ve o son gündü benim için...mayom kenara atıldı, kurdelemle evde oynayacak alan çok dar olduğu için o da kenara atıldı sonra çöp oldu. Hala o mavi mayom benimle, artık küçücük ama yepyeni ilk günkü gibi içinde hayalleriyle eğlenen küçük kızın umutları gizli. </span></i><br />
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i>
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Kaybettiğim çok eşya oldu benim. Nerede olduğunu bilemediğim, hoop arka cebimden çıkan bir miktar ama güzel bir miktar para, hoop kaybettiğim uğur küpelerim, hoop aylar önce kaybolan turkuaz renkli tshirtüm, hoop geçen sene kaybettiğim o kenarı dore topuklu ayakkabılarım. Aslında çok topluyumdur ben. Mesela evden çıkarken asla dağınık çıkamam çünkü illa ki bir misafirim gelir, gelmezse bile dağınık bir salona girmeyi sevmem hele ki kalmış bulaşıklı bir mutfak, toplanmamış bir yatak zaten benim için başlı başına bir uğursuzluktur ben öyle inanırım. O yatağımı toplamadığım zaman sanki bütün gün işlerim ters gidecek, darmadağınık olacakmış gibi gelir. Akşam olunca eğer yalnız yaşıyorsam o tütsü yakılacak, güzel müzikler çalacak ve asla televizyon açılmayacak. Yazsa eğer balkonda oturulacak, bir Türk kahvesi keyfiyle, etraf izlenilecek, yıldızlara bakılacak, o yıllardan beri hiç şekli değişmeyen yıldızlar bulunacak, dakikalarca boş boş onlara bakılacak. İşte buyum ben. Ben aslında yalnızlığı o kadar severim ki, dinginliği, huzuru. Huzur bulmak kendini dışarılara atmak değildir, benim için o balkondaki muhabbet dünyanın en büyük huzurudur. Hele ki yazsa mis gibi yaz kokar etraf, çim kokar, sıcak kokar, yaprak kokar, meltem kokar.</span></i><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnEfKPRopjt50cNaKnTvyMl6RR9kAniaa_xma365FUoFW_CIUFsKPm7YeJyzJnsB27pY07v-GCzkcNbM4U2UHQHdH3FNz91v2-63v7KhdJYbI9ZMIZljpGivFQyfKfmvnbV8eghNcduQ/s1600/576860_10151002869904468_935071214_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnEfKPRopjt50cNaKnTvyMl6RR9kAniaa_xma365FUoFW_CIUFsKPm7YeJyzJnsB27pY07v-GCzkcNbM4U2UHQHdH3FNz91v2-63v7KhdJYbI9ZMIZljpGivFQyfKfmvnbV8eghNcduQ/s320/576860_10151002869904468_935071214_n.jpg" width="261" /></a><i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i>
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Neden unutamıyorum, aslında bu akıl neleri unuttu, ne kötü günler geçirdi, üzüntüden sağ kolum ve bacağım felç oluyordu, kalbim sıkışıyordu, yüzüm uyuşuyordu, o kadar üzüldü ki bu beden ben ölmek istemiyorum diye ağladı saatlerce bakıp kaldığı tavandaki kancaya, kim ne derse desin diye haykırarak bağırdım ben mutluyum siz isteğiniz gibi değil dünya, ben mutluyum diye bağırdım her şeye rağmen. Saatlerce o koltukta kıvrılmış solucan gibi ağladım, neden istenmiyorum diye, neden yalnızım diye, neden bunlar yaşanıyor diye. Sonra dedim ki kendime çünkü sen bunları yaşamalısın, bu da senin çizdiğin yol olmasa da, o kurdeleni salladığında olduğu gibi mutluluk dolu değil yaşam, eşyalarını kaybettiğin gibi kaybedebilirsin düşlediğin yaşamı, uçar gider dilek fenerleri gibi, gerçekleşmesi imkansız olduğu için fenere yüklediğin anlamlar gibi, sorumluluğu ona atman gibi. Hala yaşıyorum ve hala belki istenmiyorum ama ben beni istiyorum ve bu hayat ne kadar yıldırsa da beni, benim içimde hep baharlar var, göz yaşlarım nisan yağmurları gibi, hep yeşilim ben, çevrem sonbahar olsa da o kışı yaşamamak için hep direneceğim ben. Bir gün o kış geldiğinde, onu huzurla karşılayacağım, hoş geldin diye.</span></i><br />
<br />
<br />
<br />
<br />hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-59137445458246041902013-03-13T08:04:00.002-07:002013-03-13T15:34:45.181-07:00racon<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Oturdum deniz kıyısına, uzattım ayaklarımı dalgalara karşı, köpük köpük, yosunlar var yeşil yeşil, pırıl pırıl parlayan zümrüt taşlar. Ufuk sonsuz, deniz sonsuz, rüzgarlar tuzlu bedenimi ısıtıyor. Etrafta kimse yok, sen benden başka..Peki sen nerdesin?</i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>İstanbul öyle büyük ki ama o kadar küçük ki benim için..hatırlıyor musun sana soru sorarken önümdeki arabaya çarptım. O da önündekine çarptı zincirleme kaza oldu bi anda. Zincirleme, bir bağlam, zorla bile olsa bir bağ. Sonra o önümdeki arabanın sahibi olan sesi titrek çocuğun ifadesini aldıktan sonra, erkek çocuğu gibi zabıtımı tuttum ve onlarla daha fazla vakit harcayamayacağımı söyleyerek maille diğer bilgilerimi atacağımı söyleyip yoluma bakmıştım, kamyon şöforü edasıyla, hatırlıyor musun? Bazen gerçekten kendimden bile korkuyorum ben çünkü içimde herşeyi halletmeyi öğrenmiş bir ben var, kırılgan yanımın yanı sıra. Öyle ki tespih çeker o yürek, küfür de eder, hırçındır da, hakkını yedirtmez de, kendini ezdirmez de, bir o kadar tatlı dilli olup her işini kolaylıkla yapabilir de yani racon denilen kelimeyi de bilir. İşte İstanbul yaptı bana bunu. </i></span><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgzN_EJVoZrOcboV1dabNULCG50K2pnRXi7b8oJbjaX77TyE7SJqY66htMCl70k6tlW6kgSYYpPSj-ZEGmIWU1ldQR6xO1jq5B_YgfbeFRi8qqgZ0RVSieKcvNOu6qLOpjDBr3M2YfOw/s1600/539492_10151243371674468_786359595_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgzN_EJVoZrOcboV1dabNULCG50K2pnRXi7b8oJbjaX77TyE7SJqY66htMCl70k6tlW6kgSYYpPSj-ZEGmIWU1ldQR6xO1jq5B_YgfbeFRi8qqgZ0RVSieKcvNOu6qLOpjDBr3M2YfOw/s320/539492_10151243371674468_786359595_n.jpg" width="213" /></a><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Sen ne öğrendin bu hayatta? En sevdiğim ne oldu biliyor musun. Seninle arabada giderken dedim ya sana ben koca İstanbul'a sığmadım, upuzun yollara sığamadım, şu küçücük memlekette, kalbine sığı verdim ve çok mutluyum dedim. Sen bana arkadaşım dedin, sus dedin, onu dedin, bunu dedin...</i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Portakal suyu makineleri vardı eskiden ki hala var bazı kafelerde, böyle portakalı ikiye bölüp yarısını aparatın içine yerleştirirsin sonra böyle elle çevrilen mengeneyi döndürdükçe diğer aparat portakalın üstüne biner ve tüm suyunu çıkartır. Hiç acımadan, tek amacı suyunu çıkartmaktır. Ben nereye baksam, ne hatırlasam sanki heryere o portakal sıkacağından koymuşlar gibi biri kalbimin suyunu çıkartıyor acımadan. Dayanılmayacak bir durum değil ama saçmalıyor bu beden, bu akıl...</i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Dünya diyemez oldum, aklım gider, bayılırım; bunlar nedir, kime ne ifade eder? Tuzlu fındık boğzımda takılıyor, her sabah kırmızı ışığa kadar gittiğim yolda, surata benzettiğim o dağda, tarlalarda sen varsın. Çok ilginç ya. Bana biri deney falan mı yaptı? Her dakika senden bahseden bu dudaklar, mühürlendi sanki, her saniye senin varlığın için gülen bu gözler donup kaldı, aldığım her soluğu yarım alayım seninle daha uzun yaşayım derken, şimdi bitip tükensin diye uğraşıyorum. </i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Apartman girişini boyayacaktım hani, nasıl kandırıldım, nasıl inandırıldım yalnız o değil benimde inanasım mı varmış ne? O kadar dedim kendime yapma, olmaz diye ama bütün işaretler sen gibiydi..Sanırım Allah beni kandırdı. </i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Beni bırakır mısın artık. Bende seni bırakmak istiyorum. Çuval çuval incirler geliyor, sen aklıma her geldiğinde.</i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Bak aklıma yine ne geldi elini bile tutturmazdın sen bana, ayıp olur diye bende niye böyle davranıyor derdim, varmış her şeyin bir sebebi değil mi arkadaşım. </i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-65607039069119487902013-03-06T07:45:00.002-08:002013-03-15T01:50:44.809-07:00garez<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEif8jzKrNVbiHQWl64N5eOhqu3nUGA3JG4AhOrIxk7k4Ihs8PerOJPrVW51Ctzgr-okGYTD5RidgrOzObROuNYkzLyACA9dBDjH4tjjysLnObgW-Llpwml8Bt_UAq1ABRZiJiXA6uol9Q/s1600/419484_10151243372474468_1665935074_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEif8jzKrNVbiHQWl64N5eOhqu3nUGA3JG4AhOrIxk7k4Ihs8PerOJPrVW51Ctzgr-okGYTD5RidgrOzObROuNYkzLyACA9dBDjH4tjjysLnObgW-Llpwml8Bt_UAq1ABRZiJiXA6uol9Q/s320/419484_10151243372474468_1665935074_n.jpg" width="320" /></a><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Birlerce ışık içinde dururken, ben o sessizliğin içinde, kilometrelerce hızla uçup giden o fırtına etrafımda, içinde ben tekim, yalnızım, kim olabilirdi ki yanımda, hiç kimse ama bedenim o ağırlığı için bu dünyada durma sebebim, kendi bedenim ve ben. O olmasaydı belki hayat nedir bilemezdim, kavanozun içindeki ruhum ben özgürleşmeye eğilimli.</i></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Biri tutar elinden sen binbir dua okursun ardından, o olsun diye, iki ayrı bedende tek ruh yaşayın diye. Tabaklar, çanaklar kırasın, yere daha hızlı ayaklarını basarsın, o yalnızken etrafında uçuşan fırtına, sana dokunmayan rüzgarlar burun deliklerinden girer ve içinde kopar, iç organlarını parçalarcasına döner durur, kıvrılır çünkü hiç bir sevgi sonsuz değildir, çok sevdiğin senden alınmak zorundadır, solmak zorundadır, ölmek zorundadır, kabulleneceksindir, doğası budur. Gitme dersin ve garezine gider.</i></span></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Piyanolara basar müzisyenler, kemanın tellerine bastıra bastıra çalarlar o at kılı arşeyi, hırsla, şehvetle, acıyla içinden çıkan melodiler uçar gider fırtınada, baslar çalınır en yükseğinden, en yoğunundan, en derininden, sevgilinin teriyle karıştığın andaki o yoğunluk gibi, dünya durur gibi. Gidecektir ne yazık ki.</i></span></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
</span><br />
<br />hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-51727512458979069022013-02-15T23:40:00.002-08:002013-02-16T01:00:40.023-08:00arkadaş<br />
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Yanına yaklaştığındaki o çekici akım, o bitmesini istemediğin
merak ve arzu, nefesinin endişeden değil ona dokunmak istemenden kesilmesi,
öleyim artık, artık çok mutluyum dediğin andır. <o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Düşünüpte söylemediğin ne çok şey var aslında, o dolmuştaki koca popolu
teyzenin senden zorla yer istemesi , fazla besili olmasaydın, az yer
kaplasaydın diye içinden geçer laflar ya da 1 hafta 10 gün sonra aklına gelir
bir anda, keşke şöyle deseydim, böyle deseydim diye. Olan olmuş, geçen geçmiştir
her şey. Bu sadece minik bir örnek, keşke birer makine olsak ve bir daha aynı
şey başımıza geldiği anda kopyalayıp, yapıştırıverseydik laflarımızı yeri gelir
gelmez. Biz insanız, hiç düşünmeden konuşuruz bazen utanırız bazende beynimiz
donar ne diyeceğimizi bilmeden, seçemeden haklı olmamıza rağmen kelimeler
boğazımızda tıkanır, göz yaşlarımız yerinde isyan çığlıkları atar ve konuşurken suçlu durumuna düşeriz. <o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGi8psyZYzTRC5YMw0v9ehL2ruDdgu1qv6TDbEabmryjqpZc8DLyBQHmyIh9lAq2wlN33_OP7lrTAjliYq7VLFNnYEUU-lD4z6VaozgZPXPIzQUIZGZUCyHP2MIcYLEi9RU97CoCAytQ/s1600/60224_10151253076059468_2042874301_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGi8psyZYzTRC5YMw0v9ehL2ruDdgu1qv6TDbEabmryjqpZc8DLyBQHmyIh9lAq2wlN33_OP7lrTAjliYq7VLFNnYEUU-lD4z6VaozgZPXPIzQUIZGZUCyHP2MIcYLEi9RU97CoCAytQ/s1600/60224_10151253076059468_2042874301_n.jpg" /></a><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Bazımızın kalbi, hani eskiden, çocukken püsküllü elbiseler
giyerdik, saçak saçaktı, etrafımızda döndükçe onlar açılırdı, belimize bağlı
saçlar gibiydi, işte bazılarının kalpleri öyle saçak saçak, etrafımızda dönmeye
her çalıştığımızda artık neşe değil, endişe veriyor. Hatta bazen nasıl attığına
bile şaşırıyoruz. Bu kadar yorgunluğuna rağmen hala heyecanlanabiliyor, hala
aşık oldum diye çığlıklar atarken yeniden kırılıyor, parçalanıyor. <o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Sevilmek, sevmek nedir bence biliyor musun, her gece uyurken
yanındaki yastığı dikine yatırman, ona dönmen, iyi geceler demen, dua edip
ikiniz için uyuya kalman. Başın döner ve bir anda o uçsuz bucaksız düşlerine
dalarsın, sabah uyandığında, gözler tavana bakarken onu gördüm mü acaba rüyamda
diyip bir umut hatırlamaya çalışırsın, sonra gün ışığının rahatsız edici ama
bir o kadar yenilikçi gününe ayak basarsın, o günün gecesi tekrar gelecek ve
bir umutla yeniden uyanacaksın diye günü beklersin.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Çünkü hiçbir şey istenildiği gibi değil, dilekler tutulduğu kadar; yaşaması kolay değil, insanlar; çocuklar kadar saf değil, dualar artık o kadar içten değil, yaş ilerledikçe hayatı yaşamak için daha da zorlanacaksın, zorlandıkça iletişimsizleşeceksin, huysuzlanacaksın ve yakın arkadaşların huyusuuuzz, geçimsiz bir yaşlı olmuş, gençken ne kadar güzeldi, yüzü kadar ruhu da güzeldi diyecekler belkide.</span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"> Hata denirse yaşananlara ve bu hatalar içimizdeki güllerimizi tek tek koparırsa, avuçlarına dikenlerin batacağını bilsede koparan, bizim öleceğimizi bilerek mutlu olmasının, onun sadistliğinin, bizim saf güven duygumuzun eseridir. Ama hala kalbimiz atar, hep bir kelebek konar elimize, hep bir gün doğar içimizde, hala nefes alabiliyorsak ve ölmediysek ve hala gözlerimizi ayırıp ayırıp bu ne ya, ben ne yaşıyorum ya dediğimiz daha çok anımız olacak nefesimiz bitene kadar arkadaş.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-14765862025573391542013-02-13T07:53:00.000-08:002013-02-15T06:10:38.119-08:00dönüşüm<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhz8RfNnl4YODeOIa2mlqfhv6LwZI65rY-ZWqYYj7DWoW0XeQDCWq5EaPzJlQeCG84weBCRFisc99wXAPVcfAf1uMqgCiN9I1fh8GwFbLPS4pu_z8Ek-OZp1LPXlYTjEaswlQNoIeyAMA/s1600/60767_10151250387634468_1100142358_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhz8RfNnl4YODeOIa2mlqfhv6LwZI65rY-ZWqYYj7DWoW0XeQDCWq5EaPzJlQeCG84weBCRFisc99wXAPVcfAf1uMqgCiN9I1fh8GwFbLPS4pu_z8Ek-OZp1LPXlYTjEaswlQNoIeyAMA/s320/60767_10151250387634468_1100142358_n.jpg" width="213" /></a><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Çizgilerden medet umdunuz mu hiç? Hani şu kağıda yazılanlardan, bize ifadeli gelen ama bir başkasının aynı anlamını bilmesine rağmen senin okurken mana çıkardığının tam farklı bir şekilde yorumladığından. Konuşurken yanlış anlaşılmak gibi, okurken de yanlış anlamak, çizgilere ifade yerleştirmeye çalışmak, genel geçer, hep ezberletilmiş çizgilerin, aynı anlamları fakat farklı yorumları.Çok basit bir kelimenin kaç anlamı olabilir bilinmez. Senin anladığın ilk anlamıysa ve en kötüsü oysa, kırılmaması için uğraştığınız, japon yapıştırıcılara batırıp batırıp çıkarttığınız, mumyaladığınız, tutkalladığınız özene bezene yünlere sardığınız o kalbiniz görünmeyen ses dalgaları tarafından bir kırılır ki rüzgarlar bile şaşakalır. </i></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5YDWmAcMQRRwCqexJIhzUeEpfBgxbIw-Q-Ja8vqHhSyuO4bpIVa1zn6ShwRF0q_2tsLnZP3f_tqoIzzFTcPdMu1pCqHVhf3VnIWa4a7In_BocSpniTe4JjBjuk2mIwgPtUf6pwPYQ7Q/s1600/208826_10151002870169468_472397767_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><i><span style="color: orange;"></span></i></a></div>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Çifte kavrulmuş fındıklı lokumu bilir misiniz? Böyle yersin, yersin susarsın ve su içip şişmeyim az daha yuvarlayım diye yumulduğunuz o lokumlar var ya işte benim hayatım aynen öyle...Gün yaşadıkça yaşayasın, tadından saatlerin geçmesin, zamanın dursun, o pudra şekerli yaşanan anılar ağzını yüzünü bembeyaz etsin ve paylaştıkça hayatın tadına doyulmasın. Çok eğlenceli, pek gülücüklü.</i></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Biri bana dedi ki sen bu kadar mutlusun, umutlusun, gülücüklüsün neden saklanıyorsun bunların ardına? Nefessiz kaldım, hayat dondu, bana bakan sustu, yapraklar dondu, beynime giden komutlar durdu, laflarım yarım, gözümün ışıltısı gülücüğümüde yanına alıp beni terk edip gitti. Kalp atışlarım yavaşladı, soluk almayı unuttum, ben bana döndüm, dondum. Kendimle kaldım.</i></span></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Donulur mu böyle, oynanılır mı böyle, olur mu bu kadar küçük bir cümlede büyük bir yerle bir ediş?</i></span></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Ben herkes gibiyim zannederdim ama hayat o değilmiş....ne kadar acırsa canın o kadar çok sevgi dolu olmakmış bana göre, insanlar seni kırmasın diye onlara sevgiyle sarılmakmış, ne kadar kanatsa da, kanasanda sana kurulan cümlelerden kendi mananı kurmanmış, bir şekilde o kavrulmuş fındıklı lokumlu günler yaşamakmış.</i></span></span><br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-78149496965545870752013-02-07T06:34:00.003-08:002013-02-15T05:57:06.322-08:00ikilem<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF6yAfDgbybtB6OK1vXgTDHAqVCYcE5ltWuA__Ng8mPYgD5pc316Eex9rhJz1Ha1i-VYC2O_cifHAIgVBhRJXikW_bQmKOMZI_OV58gP_0xNdPpIvXmvV14aZnrlhD9Omx69Eeef9Bxw/s1600/486422_10151135548739468_833594391_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF6yAfDgbybtB6OK1vXgTDHAqVCYcE5ltWuA__Ng8mPYgD5pc316Eex9rhJz1Ha1i-VYC2O_cifHAIgVBhRJXikW_bQmKOMZI_OV58gP_0xNdPpIvXmvV14aZnrlhD9Omx69Eeef9Bxw/s320/486422_10151135548739468_833594391_n.jpg" width="320" /></a><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Hart diye bir elmayı ısırdım, hiç affetmeden, kocaman bir ısırık. Çiğnerken tadını düşündüm, böyle suyu ekşimsi, şekerli, kabuğu ince sert. Yutkundum, bir iki ısırık daha ve bitti. Herşeyin bizi yiyip, özümüzü çıkarıp, yutkunduğu gibi hayat. Kim bilecek o elmayı yediğimi, kim gördü, inkar etsem kendime, etmesem kendime.</i></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Geçenlerde yalın ayak bir volkanın yanından yürüdüm, ateşi derimi yaktı, tabanlarım eridi, rüzgarı bile kirpiklerimi yaktı, kavurdu beni. Sonra rüyamda Cebelitarık'taydım, tam arada kalmıştım. Güzel yüzlü bir bir melek tuttu elimden beni kurtardı ikilemden. Hala yanımda o melek, karların üstünü örttüğü çiçekler gibiyim, sıcacık ve tazecik.</i></span></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Benim için ne yaparsın kendin için? Hayatım olur musun, dünüm olur musun, gülüşlerim olur musun, şimdim olur musun, yediğim elmam, konuştuğum sözlerim, sarfettiğim nefesim, çünkülerim için nedenim, hayırlarım için evetim olur musun? Yapabilir miydin bana vadedilen ne varsa, bağırabilir miydin, kemiklerimi kırabilir miydin, nefretle bakabilir miydin, arkanı döner miydin, hiçmişim, hiç olmamışım, hiç yanında değilmişim gibi bana davranabilir miydin? Sana ne yapsam herkes hayran olsada sen uyuya kalsan, teşekkür edeceğine dudağının kenarıyla bunu sen mi yaptın diyip beni aşağı gören, hiçmişim gibi bakışların...Ahh o sonsuzluğa doğru bakan boş gözler, hiç sevilmedim o bebekler tarafından.</i></span></span><br />
<span style="color: orange;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>İçimde büyüttüğüm hiç olmayan bebeklerim var benim. Onları süsleyip püslediğim, umutlar yüklediğim.</i></span></span>hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-69514684432161260072013-01-22T02:31:00.000-08:002013-02-15T05:57:34.982-08:00Dört Yaprak<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Her şey normal değil mi? Yani her şey olması gibi. Saçlarımın uzayıp gitmesi gibi, kestirsem de devamlı uzamaları gibi durmadan dünyanın dönmesi gibi, kişiliğime yeni kıyafetler almam gibi veya hayatıma dahil ettiklerimin tek kullanımlık otel terlikleri kadar ucuz ve kullandıktan sonra woouuww bunu eve götüreyim dediğin anda ucuzluktan yerdeki suda kayıp kıç üstü yere düşmen ve canının acıması gibi. Her şeye eş değer bişe bulunur bana göre, hepsi bizim için sonuçta sonsuzluk tadında, milyonlarca baharat çeşidi gibi, biraz ondan katarsan biraz bundan daha çok katarsan farklı bir tat veya tam tersi işte, farklı bir tat.</span></i><br />
<span style="color: orange;"><i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_dsW1fAL9Vr2jSgajAjg6WEC0fubkjNK5OG9kHxLSDSMf-z2ELanv44EKL6hSqKAZBQOI3za-mXwYRsGibHKoPk00xWN3dGt_t3Awh5vkNj-l7Q2_zGb5cQSIdIutv8Hm0sLs9dxkVQ/s1600/557261_10151101390319468_186930335_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: orange;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_dsW1fAL9Vr2jSgajAjg6WEC0fubkjNK5OG9kHxLSDSMf-z2ELanv44EKL6hSqKAZBQOI3za-mXwYRsGibHKoPk00xWN3dGt_t3Awh5vkNj-l7Q2_zGb5cQSIdIutv8Hm0sLs9dxkVQ/s320/557261_10151101390319468_186930335_n.jpg" width="212" /></span></a></div>
<i><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Neyse ya dediğim, kulak arkası ve göz ardı ettiğim o kadar çok şey var ki sırf insana dair diyorlar ya işte o yüzden. Madem insana dair herşey doğmayaydım yaaaa...Kocaman, suda yüzen balonlar var ya içine insan giren işte hepimiz onun içindeyiz...Dön dön aynı yer, etrafına ulaşamadığın, tırnaklayıp, yumrukladığın, bağırdığın saçma dünya..</span></i><br />
<span style="color: orange;"><i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i>
<i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Böyle ne istiyorum biliyor musunuz bir şey olsun ve ben herşeyi unutayım, sonsuzlukta kaybolayım, matematikteki yutan eleman beni yutsun, uzaydaki kara deliğe doğru giden ama mötü yusuf yusuf atan bir astronot olayım ya da ne olacaksam olayım...</span></i></span><br />
<span style="color: orange;"><i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i>
<i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Dört yapraklı yonca var ya, hani şans getiren tüm çocukluğum boyunca ki takriben şimdiye kadar sürüyor bu çocukluk dönemi bir gelişemedim, üç tane buldum o yoncadan ama gel gör ki kaybettim ya da yok oldular..yıllar sonra yine buldum o beni istemedi, istedi ama istemedi aslında bende onun dört yapraklı yoncasıydım kendi beni farkedemedi. </span></i></span><br />
<span style="color: orange;"><i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i>
<i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Way be son senelerim gerçekten bol atraksiyonlu geçti, 2009da başladığım bu acınası hayata hala devam ediyorum...Hani derler ya bu sene benim yılım arkadaş, kimse karışmasın diye. Hatta önce milli piyango ile başlar, amortiye bile kalsan kafayı yersin, işte ben o kadar normal bir insanım ve hayatımda da normal insanlar, normal anılar istiyorum desem de benim anormalim başkasının normali diye bakarsak sanırım bu duruma alışmam için bu konumdayım.</span></i></span><br />
<span style="color: orange;"><i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></i>
<i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Dün seninle konuştum, hatta her gece konuşuyorum, çok uykum gelince unutuyorum seni ama sende ben ne zaman seninle konuşsam beni ağlatıyorsun Allah'ım ya. Boyuna bir ağlama eylemi içerisindeyim, e bir gol ver artık bizede ya..</span></i></span><br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-4569055639953748312012-12-27T08:01:00.001-08:002013-02-15T05:58:24.857-08:00etrafına bak<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbL1Jkpl4DQHEVL8CTHs_GqAEnG-F53BvQAZQ9NTW1pDPtkV8apDbpA6m9RaxovMpqvQkYw5SGNB0d5hvSmEPJj4T6zdlwl2BXurkqGFfMTPm9Lw4K52f7QCxe1uY6dZLnt8sgsU84Cg/s1600/264284_10151253882179468_1288614228_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: orange; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbL1Jkpl4DQHEVL8CTHs_GqAEnG-F53BvQAZQ9NTW1pDPtkV8apDbpA6m9RaxovMpqvQkYw5SGNB0d5hvSmEPJj4T6zdlwl2BXurkqGFfMTPm9Lw4K52f7QCxe1uY6dZLnt8sgsU84Cg/s320/264284_10151253882179468_1288614228_n.jpg" width="320" /></span></a></div>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Belkide bir hiç içindir her şey, belkide herşey içindir. Varoluş sebebinin dua etmek olduğu gibi dönüşü olmayan yolda dönüşüp, dönüp duruyorsun. Bir çimento gibi, katılaştırmaz, ölmene izin vermez dış güçler, donmak üzeresindir bir çığ yığınının arasında ve ölmemen için uyumaman gibidir, yaşamın sunduklarını yemek istmezsin, tatmak istemezsin ama zorlar seni bedenin, acıkınca yemek, üzülünce ağlamak, ağırlaşınca uyumak istersin.Hepsi dışardandır, içinde yaşadığın dünya kendi kurallarını koymak istesede o renk tonlarına bakmaya doyamadığın ama bir o kadar acımasız sarmaşıklar sarmıştır tüm vücudunu, her yerini, en ince damarlarına kadar, hani günahsız doğar ya insanlar ilk nefeste kokusunu bile aldığın kokuları bile onlar bilip veya bilemeden ciğerlerine tattırırlar. O andan itibaren kirlenmeye, kirletilmeye başlamışsındır. </i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>İlerde senin kararın sen bilirsin deseler bile bilirsin ki yönlendirilmişsindir aslında evren tarafından. </i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Allah'ın alternatif bir planı var derler ya işte o asıl plandır ve eşşek gibi yaşamak zorunda olduğundur.</i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Planlar yapma sen, sökme kimsenin ciğerini, sakin ol, durmadan yol al ama nefes al tüken zaten tüketiliyorsun. </i></span>hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-79496808791353384492012-12-26T06:55:00.000-08:002013-02-15T06:00:13.985-08:00sakin ol<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Sedefli, yumuşak renkli, kaygan bir inci istrityesinin içindeyim. Koşuyorum, koşmaktan yorulmuyorum bazen an geliyor yorulmuyorum, yorulmadığıma şaşırıyorum. Ayaklarımın altı yapış yapış olmasına rağmen hiç kötü hissetmiyorum çünkü istrityeden çıkınca zaten onlar olmayacaklar. Gerginim, yorgunum, tüm vücudum sızım sızım sızlıyor. Nefes almakta zorlanırken bir anda yığılıveriyorum o yumuşacık beyaz etin üzerine. Hani derler ya denizden babam çıksa bile yerim, sanırım bu yoğun, keskin ölü balık gibi burnumu delip geçen kokudan sonra bir daha denize bile girebilir miyim bilmiyorum. İçerisi karanlık zannediyorsunuz değil mi...Değil içerisi apaydınlık hatta kutuplardaki ışık hüzmeleri dolu içerisi. Sanırım denizin içinde değilim bu yüzden boğulmadım ve yine sanırım kumun üstündeyim çünkü dışarıdan sesler geliyor bazen ama boğuk. İstridyenin ağzı tırnak kadar açık ve oradan ışık ve hava alıyorum, dışarıdan ağaç kokularını alabiliyorum çünkü o kadar balık kokusundan sonra algım seçiveriyor farklı olanı, süper ya...Ağaç kokusunu özlemek ve onu algıladığı için mutlu olmak, burnum iyi ki varsın demek, ki 5dk önce neden burnum var diye debelenirken.</i></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXBpbnBirjXV_qr4cq6GpFn_43LyVR-1YWDrttzVq-4wu6X49B1fmeXRE5c922yQFdawQzFRY_Mx2-AbTDfIP1jvBL24YpXG5FgbMYJ4efEDz03bQgSFrLfH5hQkBsINzc5siReAl9VA/s1600/246733_10151243278629468_1160678118_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: orange;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXBpbnBirjXV_qr4cq6GpFn_43LyVR-1YWDrttzVq-4wu6X49B1fmeXRE5c922yQFdawQzFRY_Mx2-AbTDfIP1jvBL24YpXG5FgbMYJ4efEDz03bQgSFrLfH5hQkBsINzc5siReAl9VA/s400/246733_10151243278629468_1160678118_n.jpg" width="266" /></span></a></div>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Koşmaya başlıyorum tekrar tekrar, o kadar büyük ki, sonra ayağım kayıp düşüyorum ama göğüsüm ve tüm vücudumu yönlendirerek kaymaya başlıyorum, uçuyorum sanki, karnım gıdıklanıyor, hoşuma gidiyor, gülüyorum. Bir anda yamuk yumuk kendimi görüyorum karşımda, korkuyorum, geri dönmek istiyorum ama bana doğru kayıyorum.Tırnaklarımı o kaygan ete batırmaya çalışıyorum, olmuyor, baldırlarım ve bacaklarımla başka yöne dönmeye çalışıyorum fazla bir işe yaramıyor. Gözlerimi açtığımda sanki evimdeyim ve annemin, yatmadan önce süt getirmesini bekliyormuş gibi bir hisle uyanıyorum. Karabasan gibi bir şey var üstümde doğrulamıyorum, istediğim kadar nefes alamıyorum. Anne diye bağırmaya çalışıyorum, ses tellerim izin vermiyor, komutlarım beynimden bedenime akmıyor. Yansımamı tekrar farkediyorum bu sefer suratımda çizgiler var. Boynumu kaldırıyorum yansımama el uzatabiliyorum sadece ve bir anda elimi kayaya çarpmış gibi kemiklerimi acıtan bir acıyla irkiliyorum. O benim yansımam. Kocaman devasa pembe bir inci, mükemmeliğe yakın bir yuvarlak ve benim yansımam. Başımda kan var ve bir anda vurgun gibi sağ kulağımın arkasından giren o eşsiz ağrı. Nefesim kesiliyor. Ses duymaya başlıyorum boğuk ama sanki bir anda sarfediliyor. 'Sakin ol. Bende burdayım' diye.</i></span>hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-81818239766453282452012-12-24T23:38:00.002-08:002013-02-15T06:03:31.802-08:00Dün çok ilginç bir rüya gördüm <i><span style="background-color: black; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br />
</span></i><br />
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;"> Hayırdır inşallah gündüz niyetine diyeylim</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguuNwLxn-NrBCWY2wEef4ept16CzKeCcvufcgMvpdn_IzYCAHXnB5z-ryZk-oY3JNHU_MSi55oeTLyO8fswcR7pbWCZiWIZAOhQXzlwszkJdHV6zcdi5TsWCkS-SS65FA4cYv_BvqyjQ/s1600/246537_10151048838684468_310362653_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><i><span style="background-color: black; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><img border="0" height="233" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguuNwLxn-NrBCWY2wEef4ept16CzKeCcvufcgMvpdn_IzYCAHXnB5z-ryZk-oY3JNHU_MSi55oeTLyO8fswcR7pbWCZiWIZAOhQXzlwszkJdHV6zcdi5TsWCkS-SS65FA4cYv_BvqyjQ/s320/246537_10151048838684468_310362653_n.jpg" width="320" /></span></i></a><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">böyle ormanlık bir yerdeyiz bi kaç kişi</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">kimler bilmiyorum</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">ormanda hafif yağmur yağmış nemli</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">ılık ama</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">yapraklar falan var</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">sonra bi böyle minik bi tümseğin üstünde oturuyoruz</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">ağaçlara bakıyoruz</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">ağaçların içinden bir ışık çıkıyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">pasparlak</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">Allah Allah bu ne böyle diyoruz ışık daha da büyüyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">sonra bembeyaz giyili orta yaşlarda bi amca oluveriyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">başlıyoruz konuşmaya böyle gri uzun sakalı var</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">nerdensin sen amca diyorum</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">ben ölüyüm diyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">yoo diyorum bayya yaşıyorsun</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">yok ölüyüm ama arada kaldım diyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">ben şanslıydım diyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">olur mu öyle şey ya diyorum</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">arada kalmakmış</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">Allah görüyordur seni diyorum</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">görsüün diyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">nasıl yani ya diyorum öldün nooldu sonra</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">walla öldüm diyor sonra beyaz biyere geldim orda renkli şişeler vardı</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">içmemi söylediler bende içmedim diyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">ne vardı şişelerde diyorum</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">unutkanlık ilacı diyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">eee diyorum cennet cehennem yok mu diyorum senin hiç günahın sevabın yok muydu diyorum</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">cennet cehennem hepsi yalan diyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">hepsi fasa fiso</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">ölüyorsun o şişeleri kafana diktiriyorlar herşeyi unutuyorsun</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">ee ne bekliyor peki unutanlar diyorum</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">herkesin bitmesini diyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">sen niye bu kadar merak ediyorsun ki diyor bana</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;"> ne ölesin mi var unutasın mı var diyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">bana</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">yooo</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">diyorum ama hiç böyle düşünmemeiştim diyorum</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">gülüyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">herkes herkesi bekliyor unutuyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">diye adamın gülmesiyle benim şaşkın suratımla </i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">hee bi de diyorum peki dinler var müslümanlık var hristiyanlık var diyorum</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">adam diyor ki yaşayanlar akıllı olsunlar fazla taşkınlık çıkartmasınlar diye diyor yoksa hepsi yalan diyor</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">şaşıkına dönüyorum o şaşkınlıkla uyanıyorum :)</i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;"><br /></i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;"><br /></i></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="line-height: 14px;"><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;">10 Mayıs 2011 Salı</i></span></span></div>
<div style="line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;"><br /></i></span></div>
<div style="font-size: 11px; line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;"><br /></i></span></div>
<div style="font-size: 11px; line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i style="background-color: black;"><br /></i></span></div>
<div style="font-size: 11px; line-height: 16.5px;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><b><i style="background-color: black;"><br /></i></b></span></div>
hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-85762194675986403632012-12-24T23:24:00.001-08:002013-02-18T07:53:09.066-08:00farketmeyenler için...<span style="background-color: black;"><br /></span>
<br />
<div class="mvs fsl fwb fcb" style="font-weight: bold; margin-bottom: 5px; margin-top: 5px;">
<span style="background-color: black; color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="clearfix note_content" style="clear: both; line-height: 14px; margin: 0px 0px 10px; padding: 0px; width: auto; word-wrap: break-word; zoom: 1;">
<div style="clear: none; line-height: 1.5em; padding: 0px 0px 10px;">
<div style="text-align: center;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;"><i style="background-color: black;">bu dünya senin değil....</i></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;"><i style="background-color: black;">bu beden senin değil...</i></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;"><i style="background-color: black;">bu ruh senin değil...</i></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;"><i style="background-color: black;">sen hiçbir şeysin arkadaş...</i></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;"><i style="background-color: black;">farkına var ya da varma...</i></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;"><i style="background-color: black;">kimsenin umrunda değil...</i></span></div>
<span style="background-color: black;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
</span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiCn7KFDing0qcA68GC6WdjZU795YIg5_IZAOUYnYtzhOjcsikcpD2CFnu1qvS37srwSdPnTnZYf9JjsGxZM7R2GIxs-yfq4BcoljVghAeKsrKwHLyMUZz-npOIWUK04AaXWD0f358pw/s1600/47910_522128134471446_685064219_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="background-color: black; color: black;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiCn7KFDing0qcA68GC6WdjZU795YIg5_IZAOUYnYtzhOjcsikcpD2CFnu1qvS37srwSdPnTnZYf9JjsGxZM7R2GIxs-yfq4BcoljVghAeKsrKwHLyMUZz-npOIWUK04AaXWD0f358pw/s320/47910_522128134471446_685064219_n.jpg" width="320" /></span></a><span style="background-color: black; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span><br />
<span style="background-color: black;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-weight: bold; line-height: 14px;"><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">5 Ağustos 2012 Pazar</span></span></span></div>
</div>
hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-24457791679169661302012-12-20T04:11:00.000-08:002013-03-14T04:40:17.504-07:00genel geçer<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpMoMRIvON1qSgS_acsoxb-wJaubAinEAJknbbL7bh0qfp3DrKITQDgd082I9uugVmAymFUaGsPsnBMtVwG0YhBmLF4u-iY0G79Mx7Hcc4dQTxE6gQNJmnXB4CMZNhQNjae4d2itDE1Q/s1600/546794_10151368931934468_1413402125_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpMoMRIvON1qSgS_acsoxb-wJaubAinEAJknbbL7bh0qfp3DrKITQDgd082I9uugVmAymFUaGsPsnBMtVwG0YhBmLF4u-iY0G79Mx7Hcc4dQTxE6gQNJmnXB4CMZNhQNjae4d2itDE1Q/s320/546794_10151368931934468_1413402125_n.jpg" width="213" /></a></div>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Uzun bir yoldayım, asfalt hafif ıslak henüz yağmur yağmış, serinlik var, mevsim yaz, etraf mis gibi o herkesin sevdiği, içine çeke çeke nefes alınan koku. Islak çamur kokusu, kokladıkça çıplak ayakla o çamura bata çıka, üstünde yağmur damlaları yağarken yürünen o yaz havası, serinlik havasındayım. Aslını söylemek gerekirse nereye gittiğimi biliyorum ama önüme neler çıkacağını ne zaman varacağımı bilmiyorum. Bilmek istediğimi bilmek beni rahatlatıyor. Haritama bakmama gerek yok belki ama kendimi sağlama almayı severim. </i></span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i>Yolda yalnızım, çoğalmaya gidiyorum. </i></span><br />
<span style="color: orange;"><i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Yanımdan tırlar geçiyor, meraklı aileler, yalnız insanlar, yol kenarındaki satıcı çocuklar, bıyıklı amcalar, göller, ırmaklar yani yaşama ve yaşanmışlığa dayanan ne varsa akıp gidiyor yanımdan, önümde dağlar ardındaki güneş, mis gibi gözlerimi alıyor ama onun verdiği burun gıdıklamasıyla hapşırı veriyorum.</span></i></span><br />
<span style="color: orange;"><i><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Hapşırıyorum sanki içimde ne varsa tükürüyorum bu hayatın içine, içimden, içine, hayatla bir olmak. Öleceğini bile bile yaşamak, yaşamında öleceğini bile bile onu tüketmek dolayısıyla mutlu olabilmeyi başarmak, hüznün tadına varmak, sevdiklerini kaybetmek, yıpranmak ve yaşlanmak bazende yaşlanmadan ölmek.</span></i></span><br />
<span style="color: #b45f06;"><br /></span>
hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-23143167449672976062012-12-12T01:32:00.001-08:002012-12-12T02:04:35.377-08:00Farkın ne ki senin?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf0NMj-pLAkQBbmcH1r4nKcFealATkOp7UfvZfgx2jp8U0IGEI3utCQKsnAGyRT1wa7NaCRmLTrokJ2lL_iwOgeGTkjLwwChgWLIQvknztzg0SLuns-cHl7UbMfB5eGAHx3tB_6HBGvQ/s1600/sss.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="78" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf0NMj-pLAkQBbmcH1r4nKcFealATkOp7UfvZfgx2jp8U0IGEI3utCQKsnAGyRT1wa7NaCRmLTrokJ2lL_iwOgeGTkjLwwChgWLIQvknztzg0SLuns-cHl7UbMfB5eGAHx3tB_6HBGvQ/s320/sss.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Pıt diye düştüğüm toprakta hiç beğenmediğim ve beğenmekte zorlandığım bir hayattayım. İnsanlar denilen yaratıklar çevremde, küçüklü, büyüklü, durmadan konuşuma denilen, yüzlerinin ortasındaki koca delikten, beni çıldırtırcasına garip dalgalar gönderiyorlar. </span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Nedeni bilmediğim rüzgarlar, nedensiz açan çiçekler var, tutmaya çalıştığım uçan yaratıklar, ayaklarımı gıdıklayan yeşil çimenler, sebepli sebepsiz insanların göz yaşları var.İnsanların hepsinin kalbi kırık, kiminin elindeki oyuncağı kırıldı diye, kimi istediğini alamadı diye, kimine söylenen bir laftan, kiminin sevdiği terk etti diye, kimi hayatta yalnızlık çekiyor diye. </span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Herkesin ayrı ayrı görünmez duvarları, görünmez kanlı elleri, görünmez hüzünleri var ve her güldükten sonra hüzünlerini hatırlayıp , gülücüklerinin yüzlerinde solduğunu görüyorum. Nedeni burada olmak zorunda oluşları. Bunları tatmak zorunda oluşları ve buna alıştırmışlar kendilerini. Aslında herkes farklı ama bir o kadar aynı. Bende aralarına karıştım, onlardan biri oldum belki bende ölebilirim, belki kimse beni tanımayabilir, belkide çok konuşulunurum kim bilir fakat tek bildiğim bir şey var, eğer bir kez hayata katılmayı göze alırsan seninde kalbin kırılmak zorunda, o göz yaşı sıvısı senden de akmak zorunda, o ağızdaki koca delikten sende garip dalgalar çıkarmak zorundasın, seninde duvarların olmalı, sende seni bir şekilde nedensiz saklamalısın.</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Aşk, sevmek, bir olmak çok güzel dendi. Bunu duyduğum insanlar ayak gıdıklayan karıncaların bütün organlarında gezdiğini, katman katman olan lav ateşlerinin bütün iç organlarını hiç donmayackmışcasına üst üste dalga dalga gelip yaktığını, hatta üstüne çığ düşse sırf aşık olduğun, için yandığı için donma tehlikesinden bile kurtulabileceğini söylemişlerdi, koccaman gülerek. Çok hoşuma gitmişti bu düşünce, insanlar aşık olduklarında sıcak olurlar, üzgün olduklarında da sulu, garip bir anlayış aslında üşümeleri gerek değil mi? İnsanları anlamak başlı başına garip bir şey zaten.</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"> Ben bu dünyaya ne olarak geleyim? Erkek olup mu geleyim, yakıp yıkayım, vurup kırayım ama şefkatli olayım, merhametli olayım yoksa kadın mı olayım hırslı olayım, güzel olayım, anaç olayım, en çok kalbi kırılan olayım ve en kalın duvarlara sahip olayım. </span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Ayrı bir şey daha var bahsetmek istediğim, güven diye bir şey, görünmüyor - bu insanlarda aynı ben gibi aslında, onlar görünüyor ama görünmeyen, onları çepeçevre saran ayrı bir dünyada yaşıyorlar- güven hissediliyor.Tarif edildiğine göre insan güven duyduğu kişiye duvarlarının bir kısmının kapılarını açabiliyormuş, ona gizli saklı sırlar verebiliyormuş ve güven sarsıldığında ki bu insandan insana değişiyor o zaman sarsanın vay haline. Güven duymak için yıllar geçmesine gerek varmış bazen, bazende yeni tanıdığınsa ve güven duymak istersen onun iki çift sözü de yetermiş. Peki bu sınır neymiş onu daha araştırmaktayım. Farkı ne ki bu ikisinin? İnsanlardan bunu öğrenmeliyim ama nasıl?</span><br />
<br />
<br />
<br />
<br />hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4731390834114267536.post-42815413253524996842012-11-28T02:29:00.001-08:002013-02-18T07:50:33.796-08:00Zannedersin ki<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmS0NJEpWBwuilLWG_mD7_gechdLTTMeu1P7149Jkvb-SzBO7Xsg-lmNF3JdeENES2tK9m40drI9sFFgvL2kPgoErJQ40b89xkO4gnmnRrSFgYstWA-qxB8vb-_G6gcU0uEuA9Drasbw/s1600/560552_10151241967424468_379897411_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmS0NJEpWBwuilLWG_mD7_gechdLTTMeu1P7149Jkvb-SzBO7Xsg-lmNF3JdeENES2tK9m40drI9sFFgvL2kPgoErJQ40b89xkO4gnmnRrSFgYstWA-qxB8vb-_G6gcU0uEuA9Drasbw/s320/560552_10151241967424468_379897411_n.jpg" width="320" /></a><span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Nereden çıkı verir tesadüfler insanların karşısına..Bir gün, bir saat, bir yıl, hiç ummadığın anda, bir muz kabuğuna basıp dünyanın altından kayıp gitmesi gibi. Olması gereken, o ana kadar yoğunlaşıp bir yemek gibi ki bu yemeğe Türlü diyelim, yazı-kışı fark etmez, böyle altı kısık ateşte hiç yormadan o bütün sebzelerin yoguşup bir bütün haline gelip, lapa olmadan ve aslında tesadüf de olmayan bir şekilde annemizin sıcak gülümsemesiyle, güzel bir sunumla önümüze konulması.</span><br />
<span style="color: orange; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Murphy denilen bir amca var, diyor ki saçma tesadüfler insanın karşısına hep çıkar ve insanlar bunları istemeseler de yaşamak zorundadırlar. İstemeden yaşamak, zaten doğalım mı diye kim bize sormuş ki isteyerek yaşayalım. Bir ömrüm var o da bitecek bari adam gibi geçsin gitsin lafı dolanmasa da etrafta herkesin temennisi budur aslında.</span>hakhunahttp://www.blogger.com/profile/02377929109319252661noreply@blogger.com0